Yeni bir pazartesi den tekrar merhaba,
Geçen yazımda üretimden bahsetmiştim. Kısaca üretmenin insana getirdiklerini anlatmıştım. Bu hafta da üretim kadar önemli bir konu ile karşınızdayım. “TECRÜBE” belki de alabildiğimiz en pahalı özelliktir.
Bundan sonra ele aldığımız konuların öncesinde kelime anlamına da bakacağız. Bir kimsenin hayatı boyunca edindiği bilgilerin tamamına deniyormuş. Bence bu tanım bile tam anlatmıyor. Buna yaptığı hareketlerin tümünü de eklemek gerekir. Çünkü bazı davranışlarımız motor hareketlerden türediği için bir bilgi olarak kabul etmememiz gerekir. Örnek vermek gerekirse: Ömründe hiç bisiklet kullanmamış biri klavuzuna bakıp kullanabilir mi? Ancak deneme yaparak yani tecrübe ederek kullanabilir hale gelir.
Konun bu tarafına neden değindim? Çünkü tecrübenin sadece bilgi edinmekten ibaret olmadığının önemini anlatmak istedim. Maalesef ki son zamanlarda ülke nüfusunun giderek gençleşmesi, serbest piyasa ekonomisinin yanlış anlaşılması ve eğitim sistemindeki hatalar ile beraber her şeyin bilgiden ibaret olduğu ve bu doğrultuda sadece bilgiden ibaret kişilerin biran önce bazı işleri yapabilir hissetmesi sonucunu doğurdu. Bu durum da tecrübenin önemini yitirmesine neden oldu.
Gençler her zaman her işi hemen yapabileceğini, bilgiye kolay ulaşacağı için bilgiyi çok rahat pratiğe çevirebileceğini düşünüyorlar. Gerçekten haklılar herkes bence de gerçekten istediği takdirde her şeyi yapabilir. Ancak biranda en iyi yapar hale gelemez. Bunun için kimine göre çok; kimine göre de belirli bir ölçü de pratik yapması gerekir. Pratik bizlere hem bilginin bağımsız koşullarda nasıl işlediğini hem de daha çok gelişmeyi sağlayacağı için şarttır.
Serbest piyasa ekonomisinin bu durum ile ne alakası var diye soranlarınız olacaktır. Biz bu ekonomik modelin herkes istediği işi yapabilir olarak algıladık. Bu şekilde de uyguladık. Sonuç ne oldu sizce? Yıllarını vermiş, çalışmış, bir şekilde her şey yolunda gitmiş marangoz amca çok para kazanmaya başlamış. Para kazandığını görenler bir makine, bir eleman alarak bu işe koyulmuş. Tabii serbest piyasa ekonomisi var ya… istediği fiyata satar…. O yıllarını veren amcanın fiyatından aşağıya satmaya başlamışlar. Tabiiki tüketicinin birkaçı fiyatı düşük olanı tercih etmiş. Bu şekilde her oyuncu girişinde fiyatlar düşmüş düşmüş ve artık kimse para kazanamaz hale gelmiş. Evet işte bizim serbest piyasa ekonomisinden anladığımız maalesef bu.
Öncelikle bir sektöre yıllarını vermek en çok parayı kazanmayı gerektirmiyor. Her yıllarını veren de bu işi çok iyi yapacak diye de bir şey yok. Öncelikle olması gereken serbest piyasa ekonomisi şöyle olmalı. Herkes istediği işi belirli bir şartları sağladığı müddetçe kurabilmelidir. Belirli bir dip fiyat politikası uygulanmalıdır. Varılmak istenen nokta ise; işini doğru tecrübe ederek, kendini ve işini geliştirerek, fark yaratmaya çalışarak en iyi ürünü ve hizmeti doğru fiyata üretmektir. Bu şekildeki serbest piyasa ekonomisi tam yararlı bir şekilde çalışacaktır.
Tecrübenin yanlış anlaşılmasına son etken de eğitim sistemi demiştik. Burada çok detaya giremiyorum. Çünkü girersem çıkamayacağım. Kısaca değinmem gerekirse biz eğitim sistemimizin kökünü : büyüyünce para kazansın mantığına dayattığımız sürece doğru tecrübeler edinecek bir sistemi kuramayız. Bu mantıkla eğitim sistem kurarsanız marangoz amcanın yanına açılan marangozlar mantığında serbest piyasa ekonomisi oluşur. Eğer eğitim sistemimizin amacı gerçekten eğitmek ve öğretmek olan bir sisteme dönüştürdüğümüz zaman tüm kavramları doğru işletir hale getireceğiz.
Son olarak tüm yazılanların sonucuna gelirsek. Tecrübe çok önemlidir ancak edinmek için harcanan zamanın nasıl değerlendirildiği çok önemlidir. Temel amaç mutlu olmaktır. Para kazanmak sadece mutlu olmak için gerekli araçlardan biridir. Bu nedenle zamanınızı, mutlu olduğunuz aktiviteler'de en iyisi olmak için uğraşırsanız; İster bir konu üzerinde olsun isterse birçok konu üzerinde olsun; Sonunda mutlu olacağınız için o işi iyi yapacaksınız. Göreceksiniz hem para sıkıntısı çekmeyeceksiniz hem mutlu olacaksınız. Hem de doğru tecrübe sahibi olduğunuz için kolay rakip çıkamayacak. Çünkü sizin rakibiniz olabilmesi için artık tecrübeli olması şart olacaktır. Kazandığınız bu tecrübeyi yakalamak da zaman alacaktır.
Dostlar hepinize iyi haftalar. Umarım mutlu olacağınız işler peşinde koşup kendinizi ve çevrenizi geliştirerek mutluluk yayarsınız.
Bilgehan Bilgin
posta@bilgehanbilgin.com