Başlıyoruz, başlayacağız derken ikinci yazımızı da yazdık. Yazdığımız gün Perşembe günü, aslında haftanın enerjisinin tükenmeye başladığı gündür. Bu enerjiyi toplamak ve kalan günleri daha verimli geçirmek için işlerden nefes alıp, farklı bir şeyler yapmak gerekir. Bu farklı şeylerin için de bizde yer alalım dedik ve bir yazımızı daha yayınladık.
Konu başlığımız bir moda akımından ibarettir. Bence çok güzel bir kombinasyon. Üstte kravat ve gömlek altında da şalvar. Burada renklerin önemi yok. Bayansanız, pembe ve dikkat çekici renkleri tercih edebilirsiniz. Erkekseniz, daha ciddiyet taşıyan renklerden yana seçim yaparsanız, yerinde olacaktır. Garip gelen bir şey mi var. Derin bir sessizlik hissettim. Sanki okuyanlar, aynı mekan’ da olmasa da bir toplulukla beraber okuduğunu hissedip, kafalarını yavaşça kaldırıp, birbirlerine anlamsızca bakıyormuş hissi uyandırdı.
Sizleri daha fazla merakta bırakmayalım ve konu başlığımızın anlamına giriş yapalım. Bu yazılarımızda, işletmelere dışarıdan içeriye doğru giriş yapıyoruz. İlk konumuzda, stok ve üretim sahaları’nın yapısı ile alakalı konuları irdelemişken. Bu yazımızda biraz daha şirket içine giriyoruz. Şirketin kurumsallaşması ile ilgili genel bir bilgi vermeye başlıyoruz.
Ülkemizde, kurumsallaşma sevdalısı çok firma var gibi görünüyor. Maalesef ki bu böyle değil. Daha önceleri de bahsettiğim gibi tüccar üreticilerin, ülkemizin gelişmesinde en büyük tehlike olması; bir kez daha burada karşımıza engel olarak çıkmaktadır. Bu tarz üreticilerin, ne gibi sorunlar yarattığını, daha sonra ayrıca bir konu olarak ele alacağız. Bu bölümde, kurumsallaşmanın ne demek olduğunu ve kurumsal bir yapının faydalarını, irdeleyeceğiz.
Bir firmanın, kurumsal olması : janjanlı logo, kartvizit veya web sitesi yapması ile olmadığının; sanırım üstüne derinden bir basınç yaparak, değinmenin anlamı yoktur. İnsanın kişiliği, ne ise şirketteki kurumsallık da öyledir. Kişilik: bireye özgü olan ve başkalarının tepkileri için toplumsal bir uyarı oluşturan, nispeten dengeli ve belirli davranışlar bütünüdür. Bu nedenle İnsanın kişiliği, çevresini oluşturur. Çevreden kastımız; sürekli iletişimde bulunduğunuz, sosyal çevreden bahsediyorum. Eğer kendinizi tanımak ve değerlendirmek istiyorsanız, mutlaka çevrenizi değerlendirin. Eğer bulunduğunuz çevrede kendinizi huzurlu ve mutlu hissediyorsanız; işte o çevre tam sizi anlatıyordur. Mutsuz ve huzursuzsanız bulunduğunuz çevreden farklı olduğunuz kesindir. Bunun için çevrenizdekileri değiştirmeniz, kendi kişiliğinize uygun kişilerle iletişime geçmeniz çok doğru olacaktır. Kişiliğinizi nasıl belirleyebileceğinizi, Pazartesi Yazılarımda belirtiğim için çok fazla derine girmiyorum.
İnsandaki kişilik, İşletmelerde kurumsal yapıyla, aynı anlamı taşıdığını belirttiğimize göre bir firmanın iletişimde bulunduğu, çalışanları, müşterileri, tedarikçileri gibi çevresi, firmanın kurumsal yapısını, ticaret tarzını, ahlakını vb. durumlarını anlatır.. Eğer Huzurlu ve mutlu iseniz, demek ki sizde aynı onların özelliklerini taşıyorsunuz demektir. Mutlu değilseniz, değişmeniz veya çevrenizi değiştirmeniz gerekmektedir.
Her işletme gelişmek ister. Gelişmek için ilk önce kendini tanıması gerekir. Maalesef birçok firma, özellikle Şahısa dayalı akraba firmaları, kendilerini doğru tanımlayamazlar. Zaten yapıda bir objektiflik olamaz. Şimdi istisnaları ön plana çıkararak öğrenmeniz için kendinize engel koymayın. Bu durum tecrübeler ile sabittir. Bunun için işletme sahibinin kişiliğine dayalı olmayan, firmanın gitmek istediği hedefe uygun kurumsal bir yapının oluşması şarttır. Moda tabir ile Kurumsal Kimliğin oluşması şarttır.
Kurumsal kimlik veya yapı kelimelerini, o kadar çok yozlaştırdık ki benim bile bu kelimeleri hem yazarken hem de günlük hayatta konuşurken midem bulanmaya başladı. Her yerde kurumsal kimlik oluşturduğunu zanneden, bunu da sadece janjanlı logo, antetli kâğıtlar vb. gösterişli pazarlama argümanı ile yapıldığını zanneden insanlar görüyorum. Maalesef bu arkadaşlar yeni moda akımı yaratarak; bir sürür üstü kravatlı gömlekli altı şalvarlı şirketler türedi. Üstü şişhane altı tophane misali şirketlerle dolu bir ortam ortaya çıktı.
Aslında burada amaç ne şalvarı kötülemek, nede ikisinin bir ara olmayacağını savunmaktır. Çünkü insanların nasıl giyineceğini sınırlayamayacağımız gibi firmaların da nasıl bir kişilik oluşturacağını sınırlayamayız. Ancak, firmalar hem kişiliklerini mutlu ve huzurlu olacakları şekilde doğru oluşturmalı hem de yansıtmalıdır. Aksi takdirde ticaretin gereği olan kar ve gelişme unsurları doğru çalışmaz. Bir firma hem şalvar giyip hem de gömlek ve Kravat takamaz mı? Elbette takar. Eğer kendini bu şekilde rahat hissediyorsa; bu şeklin kabul gördüğü çevrede olması, onu hem mutlu, hem huzurlu, hem üretken hem de kar unsurunu oluşturan bir işletme haline getirir.
Burada işletme kişiliğinin, nasıl olması gerektiğini söyleyecek değilim. Çünkü, yukarıdaki yazılardan da anlaşıldığı gibi her çevreye göre, olunması istenilen çevreye göre bu kişilik dediğimiz kurumsal yapının, değiştiği aşikârdır. Bu nedenle bir işletmenin analizi yapılmadan kurumsal kimlik oluşturulması imkânsızdır. Bu kişilik tanımlama işinin yapılması şart oğlu şarttır. Aksi takdirde tesadüfi bir mutluluk ve huzur yakalarsınız. Bunu da sürdürebilirsiniz. Önemli olan burada ne istediğinizi bilmektir. Eğer bir işletmeyi büyütüp, süreklilik sağlamak, Pazar payını çoğaltarak hem çevresindeki kişilerin düzgün kişiliklerden oluşmasını istiyorsa bu tanımlamayı yapması zorunludur.
Bir şahıs, firmasının butik kalmasını, gelişmekten çok yatay seyir ile devam etmesini isteyebilir. Buda bir yoldur. Bu firma bu şahsın kişiliği ile bu isteğini gerçekleştirebilir. Burada önemli olan şahsın veya firmanın ne istediğini bilmesi ve ona göre aynı istek ve özelliklere göre müşteriler, çalışanlar ve tedarikçiler edinmesi gerekliliğidir.
Peki diyelim ki bir firma, şahsın kişiliği ile değil; firma kişiliğinin oluşmasını istiyor ve daha iyi karlar, daha iyi ürünler, daha iyi müşteriler ile muhatap olmak istiyor. Bu durumda bu muhatap olmak istediği çevrenin özelliklerini ve kendisini çok iyi analiz ederek; Şirket içine ve dışına net kurallar koymalıdır. Bu kurallarda, çok az esneme paylarının olmasını ve bu esnemelerin de hangi durumlarda olabileceğini bildirmesi gerekmektedir. Bu kuralların içine duyguyu eklemeyi unutmayın. İnsan duygusal bir varlık olduğundan duyguların olmadığı yeri çabuk terk eder.
Umarım bu hafta sizlere kravat, gömlek altında şalvarın mümkün olabileceğini. Ancak, bu tarzın her çevrede kullanamayacağınızı ve şahısların istekleri ve kişilikleri, firmanın kurumsal yapısıyla aynı şey olduğunu. Bu nedenle firmaların kurumsal yapılarını bulunmak istedikleri, mutlu olacakları çevreye uyarlamak zorunda olduğunu; Kurumsal yapının da şirketleri, bireylerin değil; kuralların yönettiği bir yapı tarzı olduğunu anlatabilmişizdir
Saygılarımla
Bilgehan Bilgin
posta@bilgehanbilgin.com