Bir seçimi daha bitirdik. Bu yazımı yazarken henüz seçime birkaç gün daha vardı. Bu nedenle seçim sonucunu burada değerlendirmemiş oluyorum. Hiç sorun değil; Çünkü burada siyaset olmayacak. Aslında siyaseti de burada yazmak lazım. Hepimiz bazı nedenlerden dolayı siyaset kelimesinden tiksinmeye başladık. Bazı nedenlerden dolayı din kelimesi de bazıların ürktüğü kelimeler arasında bulunuyor. Bu nedenle ileride bu ikisinin anlamlarını detaylı irdeleyerek bu kelimeler ile barışmamızı sağlamaya çalışacağım. Ülkemiz ve bu ülke için çalışan her canlı için en hayırlı sonuçla çıkalım.
Bu haftaki konumuz. Her alanda aynı oranda dikkat edilmesi gereken bir konudur. Çok tehlikeli bir noktadır. Bu noktayı kaçırdığımız için başımıza gelmeyen kalmıyor. Öncesinde kelime anlamına bir bakalım : Devletin, bir kuruluşun, bir aile veya bir kimsenin gelecekteki belirli bir süre için tasarladığı gelir ve giderlerinin tümüne denir. Güzel bir tanım yapılmış. Demek ki bireyden başlayarak yapılan bir şirkete yansıyan ve sonucunda devlet idaresinde son bulan bir hesaplama biçimiymiş.
Bizim toplumumuzun birçoğunda maalesef bütçe yapılmıyor. Herkesin bir şekilde elde ettiği bir geliri var. Bu geliri, görmezden gelerek, güdülenmişçesine harcama durumu mevcut. O nedenle de bizim ülkece ekonomimiz harcamaya dayalıdır. Aksi takdirde bir ekonomiden bahsedemeyiz. Bizde üretim kültürü maalesef yok. Bu kadar çok harcamaya dayalı bir veri yumağı ile sonuçlar elde ediliyorsa, mutlaka bizlerin birey olarak bütçe yapmamız gereklidir. Bilmeyenlere öğretmek gerekir. Bu bilinç ile zaten ilerlemenin yolunu açmış oluruz.
Bütçe sadece gelir – gider dengesini kurmaktan ötedir. Bir gelecek planlamasıdır. Planın, illa tutmasını beklemekten ziyade, ilerlemede bir unsur olarak görmemiz gerekir. Eğer tuttuğu takdirde zaten kazanımlar çoğalır. Tutmadığı takdirde de ileri yönde adım atılmış olunur. Oldu ki çok yanlış bir planla olduğumuz durumdan çok geri düştük. Bu bile ders çıkarana bir kazanç olacaktır. Bu nedenle, bütçe dediğimiz gelir – gider planlamasının, yapılmasın çok doğrudur. Bütçe yapılması kadar, nelerden oluştuğu da çok önemlidir. Öncelikle yaşamın devamı için ihtiyaçların belirlenmesi gerekir. Sonra da yaşamın konforunu arttırmak için gerekli ihtiyaçları belirlemek gerekir. İnsan yaşamının devamı için, 1. Beslenme ve Fiziksel ihtiyaçları 2. Barınma ve Korunma İhtiyaçları giderilmesi gereklidir. 1. İhtiyaçlar giderilmediği takdirde ikinci ihtiyacı karşılama oranımız çok düşüktür. Bu nedenle bu ihtiyacımızı doğru karşılamak çok önemlidir. Maddi imkanlar burada ön plandadır. Umarım herkes bu ihtiyaçlarını karşılar. Bu ihtiyaçların formülü ise öncelikle doğru ürünlerle yapmalıdır. Fazlasını veya en pahalısı gibi tercihlerin olması şart değildir. Maalesef, belirli bir kesim, bunların fazlasını ve pahalısını hem tüketip hem de ziyan ettiği için gelirleri iyi olsa bile burada bütçe denkliği tutmamaktadır. Fazlasını paylaşmalarını öneririm. Paylaşmak elimizden azaltmaz, aksine elimizdekilerin artmasına neden olacaktır.
Birinci ihtiyaçları doğru ve yerinde giderebilenler, ikinci ihtiyaçlarına geçerken sağlıkları yerinde olacağı için, avantaj sağlayacaktır. İkinci ihtiyaçları yani barınma ve korunma ihtiyaçlarında da hemen hemen aynı mantığı gütmemiz gerekiyor. Lükse yönelmeden temel ihtiyaçlarımızı karşılama yönüne gitmemiz gerekir. Aksi takdirde yine bütçe denkliğini kaybederiz. Bu iki ihtiyaçlarımızda maalesef genellikle toplumu yönlendirerek fazla harcama yapmamıza ve bütçenin denk olmamasına zorlanıyoruz. Neden mi? Borçlu olanlar, artık hür iradelerini kaybetmiş duruma düşerler. Korku sarar her yerlerini. Adımlarımızı atarken doğru düşünmemizi engeller. Sonucunda bırakın gelişmeyi, kukla gibi hareket etmemize neden olur. Peki bütçe denkliğini sağladık diyelim. Neler yapabiliriz. Umarım ki herkes bütçe denkliğini sağlar. Ülkemizde gelir durumunun çok iyi olmadığı bir gerçektir. Geçmiş cümlelerde anlattığım mantığa, uygun hareket edilirse, en azından oluşan bir borç az olur.
Diyelim ki, bu mantıkla yapılan bütçe ile maddi durumumuz da artılar meydana geldi. Umarım herkesin bu şekilde olur. Bu aşamadan sonra yapılacak üçüncü adım tabi ki yatırımdır. Bu yatırım Eğitim ve Maddi gibi iki şekilde de olmalıdır. Birinden birine hepsini yatırmamak gerekir. Çünkü biri kaybedildiği takdirde diğeriyle telafi edilebilir. Hatta bu yatırımlarını yapmak; bizleri daha hür ve gelişmiş hale getireceğinden, bizleri çocuklarımızı da doğru yetiştirmemize neden olacaktır. Hayatımızda bir bütçenin yerini daha çok irdeleyelim. Bu konunun ilk başlarda her şirket, sonralarda da okullara indirerek bu bilinci yaymamız. Ülkenin geleceği açısından da çok önemli olacağını düşünüyorum.
Bilgehan Bilgin
posta@bilgehanbilgin.com