Uzun zamandır şirketler üzerine yazıyorum. Kısa bir mola ile verip devam edeceğim. Bir müddet daha günlük hayat üzerine yazılarımı paylaşmakta yarar görüyorum. Çünkü, bu aralar ülkemizde malesef ki çok iyiye giden durumlar yok. Belki bu yazılar ile de düzelmeyecek. Kırıntı kadar katkı yapsa bu bile fayda olacaktır. Konumuz aslında son zamanlarda adından çok bahsettiren film olan Recep İvedik ile ilgili. Ülkemizde çok çeşitli zümreler mevcut. Belirli bir zümre var. Sürekli eleştiri yapıyor. Bunlara papağanlar diyorum. Bu papağanların iyileri de var kötüleri de var. Kötü papağanların en kötüsü hiçbir şey üretmezler, etraflarını seyrederler, çekirdek çitlerler, sağa sola laf atarlar, buna rağmen en çok onlar bilirler. Bu papağan cinslerine oturan papağan diyorum. Bu pağanların birde üretkenleri var. Bunlar çalışırlar, bir şeyler üretirler, ancak kendi ürettikleri en güzeldir. Diğerleri kötüdür. Bu nedenle sürekli başka üretenlerin ürettiklerini eleştirirler. Bunlara da hareketli papağan diyorum. Tabii ki seçim yapmak istesem, hareketli papağanları seçerim. Ancak, papağanın özü eleştirmekten geçiyor. Eleştirmek, tamamen kötü bir şey değildir. Bir eleştiriyi yaparken, yapılması gereken doğru şeyleri bizzat göstererek, somut bir durum ile ortaya koyarak yaparsanız. Çok güzel sonuçlar ortaya çıkar. Üstelik bunu yaparken iyi üslup kullandığınız da tadından yenmez. Eğer bu tür eleştiri yapıyorsanız, zaten papağanlık bir durumunuz yoktur. İnsan kimliğini kazanmış bir birey olursunuz.
Çevremde bu papağan cinslerinden var. Zaman zaman da benimde papağanlığım tutuyor. Farkına vardığımda engellemeye çalışıyorum. Son zamanların en konuşulan ivedik ile başlayan eleştiriler, benim bu yazıma ilham oldu. Bu film ile başlayan eleştiriler bir çok cins papağanın ötmesine neden oldu. Bazıları bu filmin kalitesiz, saçma bir film olduğunu, yaptığı gişe hasılatının bu ülkeye yakışmadığının vb. bir çok eleştiri yönetildi. Bu eleştirilere katılmıyorum. Burada bir başarı var. Bu filmi yapanların amacı : filmi çok kişiye seyrettirerek para kazanmak. Bunu başarmış mı? Başarmış. Peki siz kendi hedeflerinizi başardınız mı? Bunun cevabına bakın. Boş verin başkası ne yapmış ne yapmamış. Filmini sevmediyseniz gitmeyin. Bunu söyleyince de efendim gişelerde başka film bulamadık. Salonların neredeyse tümünü kaplamış. Bu söylemle sen bu filmin sadece çekenini değil, Satanının da başarısını kanıtlıyorsun. Adam filmi çekmiş., satan da salonlara güzelce satmış. Hatta salonlar da bunun çok seyredileceğine kanaat getirerek, satın almış. HATTAAA salonlarda çok seyredilmiş. Bunda kızacak ne var. Bunu söylediğimde de verilen cevaplar : Sen halkıın önüne seçenek sunmaz isen halk da ne yapsın gider o filmi seyreder. Haydaaa kardeşim o zaman o seçenek olacak filmi sen yap, sen sat da halka seçenek olsun. Ben bu filmi seyretmeye gitmedim. Bana kimse zorla seyredeceksin de demedi. Bu eleştiryi yapan kişiler kendileri de gitmemiş. E hani neden gitmedin. Film film diye yanıp tutuşan sen. Seçeneğin olmamasına rağmen neden gitmedin? Demek ki neymiş kimseye zorla seyrettirmiyorlar. Demek ki filmi beğenen bir kesim var. Hee sen bu kesimi beğenmiyor, Bu kesimin eğitim veya kültür seviyesine şüphe ile bakıyorsan. O zaman yine filmle veya başka bir konu üreterek sen o kesimin beklentilerini, isteklerini, kültür seviyesini, her ne durumundan mutsuz isen yukarı çek. Yani kuru kuruya ellerini bağlayarak eleştiri yapma. Her ne konuda olursa olsun. Bunlara takılmayan kişiler almış başını gitmişler. Bu papağanların çoğu başını alıp gidenlerin ardında konuşup duruyorlar. Birde aynı kaderi paylaşan sörvayvır var. Bende çok eleştiriyordum. Bu sezon seyrederken bir kaç cümle duyunca kafama birisi vurdu sanki... Birileri öyle bir cümleler kuruyor ki Bu program ve yapımcısı halkı uyutuyor. Bu program kurgu. Oradakiler aç kalmıyor. Bakın bu cümleleri kurmak çok basit. İyi de canım arkadaşım. Madem sen bu halkı çok düşünüyorsun. Kalk alternatif bir program yap da bu halkı kurtar. Ya da madem sen bu sektörü yaladın yuttun. Kalk icraatını görelim. Bak ona da gerek yok. Hangi sektörde olursan ol. Sen bu halk için faydalı bir şey yap. Zaten bakıyorum da konusu ne olursa olsun kendisi için veya amacı için uğraşanlar bu tarz papağanlardan çıkmıyor.
Canım arkadaşlarım. Eleştirmek çok kolay. Sadece bir iki cümleden ibarettir. Bakın şikayetçi olduğunuz bir olay, durum veya nesne varsa, kalkın emek verin. Belki ilk başlarda eleştirdikleriniz kadar başarılı olamayabilirsiniz. Hatta eleştirmek için seyredin. Sizlere göre yaptığı yanlışları tespit edin. Aynı yanlışları siz yapmadan üretmeye gayret edin. Vaktinizi bu yanlışları anlatmak ile harcayacağınıza, daha güzellerini yapmak için harcayın. Bunu ne üretirseniz üretin mutlaka yapın. İster ürün, ister hizmet, ister siyaset, ister, ister, ister... Bu arada sizi eleştirenler olabilir. Sizin iyi bir şey yapmadığınızı söyleyenler olabilir; Bunu yapacak kapasiteniz olmadığını söyleyenler olabilir. Hatta yaptıklarınızı beğenmeyenler olabilir. Ne yaptığınızı anlamayanlar olabilir. Bırakın söylesinler, onlar söylemeye sizler yapmaya devam edin. Gün gelecek sizler almış başınızı gitmiş. Amacınıza ulaşmış olacaksınız. Bakın bugünkü halimize. Eleştirenler ile yapanların her anlamdaki durumları ortada. Papağanlık en kötü üretenden daha kötüdür. Bu nedenle bırakın papağanlığı da insanlığa terfi edin.