Kötü bir hafta sonumuz geçti. Ancak , toparlanma ve ayakta durma zamanıdır. Bu zaman zarfı içinde birbirlerini suçlayıcı değil; sonuç odaklı gitmekte fayda var. Bizim üzerimize düşen görev de işlerimizi düzgün yapmaya gayret göstermektir.
Bu başladığım yazı dizisinde çoğu kişiler tarafından ukalalık olarak görülebilir. Öncelikle şunu belirtmek isterim. Burada, sadece benim, bu zamana kadar edindiğim tecrübeler, eğitimler ve aktiviteler sayesinde şirketlerde yanlış olarak gördüğüm konulara değineceğim. Her firmanın kendisine özgü koşulları olduğundan genellemeler ile anlatım yapacağım. Bu nedenle, anlattıklarımı doğrudan uygulamaya geçerseniz verim alamayabilirsiniz. Tavsiyem, sadece mantığı kavrayıp, şirketlerinizi analiz edip, sonra harekete geçin. Son olarak siyaset ve din bu yazılarda olmayacaktır.
Bizim burada konumuz 1 milyon metrekare; tabiiki inşaat sektöründen bahsetmiyoruz. Burada bahsettiğimiz konu, şirketlerin üretim ve depolama alanlarıdır. Ülkemizde en sık gördüğüm ve çok gülerek okuduğum şirket bilgileridir. Birçok üretici üretim ve stok alanlarının büyüklüklerini inatla ve bağırarak söyleme gayretindeler. Bana, övünecek bir şey bulamadıkları için bu bilgilerini öne çıkarmaya çalışıyorlar gibi geliyor.
Bu bir ürünü kim ne için alır? Üreticinin çok büyük kapalı alanı ve stok sahası var diye mi alır? Yoksa hangi bayii, bir ürünün bayiliğini yapmak için üreticinin kapalı alanına bakarak karar veriyor? Bu bilgi kimsenin işine yaramaz, ne malı satarken ne de alırken…
Öyle bir devirde yaşıyoruz ki herkes üretici oldu; Üretmek artık çok kolaylaştı. Makine satıcıları yeni pazarlar açmak için makinalarını toptancılara satarak üretici haline getirdi. Kötü mü oldu? Hayır… Kötü olmadı. Tüketici kazanmaya başladı. Arz çok, talep az olunca çoğu sektörde kar marjları düştü. Bu durumdan çoğu üretici şikayetçi durumda…
Kimsenin şikayetçi olmaya hakkı yok… Kendini geliştiremiyorsan, Farklı, Katma değeri yüksek, ürünler üretemiyorsan, düşük kar marjına mahkumsun. Bakın geçen aylarda birçok sosyal medyada gördüğüm ve araştırdığım. Sonucunda rakamları tamamen doğru olmasa da yakın değerleri kapsamaktadır
Yukarıdaki tabloda, belki stok alanı ve kapalı alanları görülmüyor. Ancak, çalışan sayısı ve yaptıkları işin ne kadar alan kapladığını az çok tahmin edersiniz. Whatsapp firmasındaki 55 çalışanın, sanırım bir ofis ile bu işi bitirebileceğini; Türk hava yollarınında uçak garajlarının ve tamir edildiği yerleri de hesaba katsak ne kadar bir kapalı ve açık alanlara sahip olduğunu söylememe gerek yok.
Bakın bu yazıyı okuyan birçok üreticinin, para kazanmak uğruna daha çok adet üretmek için çaba sarf ediyorlar. Aslında doğru bir yaklaşım. Çünkü üretim kapasitelerini doldurarak, ürün başına düşen birim maliyetlerini düşürmüş oluyorlar. Aynı zamanda daha çok satarak; hem birim maliyetleri kısmış, hem de daha çok satmış daha çok kazanmış oluyor. Buraya kadar çok güzel bir senaryo. Birde işin başka tarafına bakalım. Diyelim ki satamadın!!! Asıl senaryo burasıdır. Stoklar şişmeye başlar; Mali sıkıntı baş gösterir. Panik havası, yanlış adımlar arttırır.
Bu durumun başka bir dezavantajı da odaklanma yönünüz hep satış olacağı için , yeni ürünler çıkartırken zorlanacaksınız. Üretimde olan ürünleriniz yeni piyasaya girenler tarafından taklit edilirken. Kar marjınız ve Pazar payınız düşmeye başlayacak. Oysa ki odak noktanızı sürekli yeni ürün ( farklı, Yeni faydalar getiren ) üretmek yönünde değiştirirseniz. O zaman hem kar noktasında hem de pazar payı noktasında sıkıntıya düşmezsiniz.
Bugün bir firmanın sahip olduğu metrekaresiyle övünmenin hiçbir anlam ifade etmediğini; Hatta o firmanın kendisinde övülecek bir özellik bulunamadığı için; bu noktalara dikkat çektiğini anlatmaya çalıştım. Dışarıdan bakan biri olarak bu tarz firmaların ürettiği ürünlerinde genellikle piyasada muadilleri çok olan ürünleri üreten firmalar olduğunu da kabul etmek lazım. İstisnalar çok az olmakla beraber kaideyi bozmazlar. Tecrübe ile sabittir.
Birkaç hafta bu şekilde genel konularla gidip ileriki haftalarda daha derine inip, işletmelerin bölümlerine gireceğiz. Bu yazılarımda bazı şirketlere gidip belli kişilerle röportajlar yapıp, yayınlayarak sizlere farklı bakış açılarını da yansıtacağım.
Saygılarımla
Bilgehan Bilgin
posta@bilgehanbilgin.com