top of page
Yazarın fotoğrafıBilgehan Bilgin

Sahadaki 11 Futbolcu


Yeni hükümetin herkese hayırlı olmasını diliyorum. İster sevelim ister sevmeyelim. Bu hükümet bizi 4 yıl yönetecek. Hepimiz, tüm kalbimizle, bu millete hayırlı işler yapmasını temenni edelim. Bu temenni ile yaşanmış bir olaydan size bir anımı anlatayım. Çalıştığım ve satış pazarlama müdürlüğünü yürüttüğüm bir firmada, bir proje ürettim. Bu projeye genel müdürümüz karşı çıktı. Ben işin matematiksel boyutuyla ve pazarın gerekleriyle yapacağım işin doğruluğunu anlattıktan sonra, Genel müdür, bunlara rağmen bu işe inanmadığını belirtti. Ben ısrar ettim. Bu ısrar sonucunda, genel müdürün kurduğu cümle aynen şöyleydi “ İNŞALLAH BU PROJEN TÖKEZLER DE BENDE GÜLERİM ” Bu söz çok anlam ifade ediyordu. Amaç şirket menfaatleri değil miydi? Karşı düşüncedeki bir kişinin, uygulayacağı projenin tökezlemesi, şahsa zararından çok, şirkete zarar sağlayacaktır. Şirkete zarar vermek. O işyerinde çalışanların tümüne zarar vermek demektir. Böyle bir temenni olmaz. Burada bulunduğun konumun önemi yok… İster en az önem teşkil eden işi yapın. Temenni, şirket menfaatlerini korumalıdır. Konudan uzaklaşmayalım. Aynı şekilde bu hükümet seçimle geldiyse saygı göstermemiz. Ülke ve Millet menfaatleri doğrultusunda hareket etmesini, en içten şekilde dilemekten başka ŞUAN yapacağımız bir şey yoktur. Ancak, burada bizlere ve muhalefet partilerine düşen görev çoktur. Her an her yaptıklarını denetlemeliyiz, yanlış olduğunu hissettiğimiz yerde müdahale etmekten çekinmemeliyiz. Bu müdahaleler de, saygı çerçevesinde olmasına dikkat etmeliyiz. Bu konuyu Pazartesi yazılarında gelecek hafta siyaset konu başlığında inceleyeceğim.

Bu haftaki konumuz “sahadaki 11 futbolcu” bir futbol takımından bahsediyoruz. Her mevkide ayrı futbolcular. Ayrı yetenekte ve karakterdeki oyuncuların, bir amaç uğruna koşturmasından bahsediyoruz. Bu takımın amacı, diğer takımları yenmesi ve liglerde, kupalarda şampiyon olmasıdır. Demek ki, bu işin ana kuralı, her mevkide en yetenekli futbolcuları alarak, en iyi takımı oluşturmaktır. Bu şekilde de şampiyonluklar sürekli gelir. Sizce başarı bu şekilde mi gelir? Keşke bu şekilde olsa… Aslında bu durumu, canlı canlı şahit olarak yaşıyoruz. Belki ülkenin en çok para harcanarak, en yetenekli diye düşünülen futbolcuları bir araya getiren bir takım oluşturuldu. İstenilen başarı geldi mi? Hayır gelmedi. Gelmesi de, bu şekilde, matematik formülü gibi beklenemez. Çünkü değişken sadece oyuncular değildir. Bu takımı idare eden yöneticiler, İdman ve diğer tesislerde çalışanlar, Sağlık ekipleri, tüm tesislerin fiziki ortamı, bu futbolcuların bulunduğu sosyal çevre, tüm bunların şampiyon olmasında tek tek rolü vardır. Hepsinin önem derecesi farklıdır. Bu takımın beklentisi de çok önemlidir. Bir kere şampiyon olalım yeter mi? Ara sıra şampiyon olalım yeter mi? Yoksa sürekli başarı mı? Tüm bunlar, bu değişkenlerin hangi sırayla planlanıp uygulanacağını belirler. Bahsettiğimiz seçeneklerden en doğru olanı : sürekli başarılı olmaktır. Herkes de bunu ister. Bunun için çok üzülerek söylüyorum sabır gerekir. Yukarıda sıraladığım tüm değişkenlerin oturması ve şartların oluşması için, maalesef zaman ve çok çalışmak gerekir.

Zaten bunu herkes söylüyor. Sabır ve çalışmak herkesin bildiği, uygulayamadığı bir gerçektir. Evet doğru. Ancak, atladığınız bir iki nokta var. Sadece sabır ve çalışmak mıdır? Neye sabredeceğiniz ve nereye doğru çalışacağınız çok önemlidir. Bunun içinde ilk önce hedef belirlenip uygulamaya geçmek gerekir. Bu futbol takımının iş dünyasıyla ne alakası var diyenler oluyordur. Meraklanmayın asıl konumuza geliyorum. Sahadaki 11 futbolcu şirketlerinizdeki satışçılar, müşterilerinizle iletişimde olan muhasebeciler, satınalmacılar ve sevkiyatçılarınızdır. İşte sahada bunlar gol ararlar; forvette satışçılar, gol atmaya çalışırlar. Birde aynı futbol takımında ki gibi şirketinizde görünmeyen; ancak başarının içinde büyük katkıları olan, birçok departmanda çalışan kişiler bulunur. Şimdi, başta yazdıklarımızı şirketimize uyarlamaya başlayalım. Önce en büyük yanılgıdan , en iyi satışçıyı almaktan başlayalım. En iyi satışçı ( satışçı kavramını hiç sevmesem de, kolay anlaşılsın diye kullanıyorum.) : Ürününü, Rakip ürünlerini ve Piyasasındaki müşterileri çok iyi tanıyan bunu da rakamlara dönüştürebilen kişilerden oluşur. Ancak maalesef ülkemizde iyi mal çakan kişi için kullanılır. Daha sonra, satış departmanını, daha detaylı inceleyeceğimiz için, detaya girmeden devam ediyorum. Tanımladığım tipte iyi bir satışçılar aldık. Ancak bu satışçılara, öncelikle talep ettikleri ürün miktarını, üretecek üretim hattı ve bu hatta çalışacak elemanlar lazım. Bu elemanların da, satışçının talep ettiği ürünü, doğru zamanda ve şekilde üretmesi lazım. Aksi takdirde satışçı verimi düşer. Bırakın para kazanmayı, satamazsa psikolojik olarak verimi düşer; kaybedersiniz. Hadi üretimimiz iyi oldu diyelim. Sevkiyatımız da aynı şekilde buna destek vermeli, Muhasebemiz de buna aynı oranda destek vermelidir. Bakın yapılamayan mutabakatlar, düzgün tutulmayan cari hesaplar veya müşteriyle muhattap olan yanlış kişilkte muhasebeciler. Ürün kadar, satışçı kadar önemlidir. Satışı topyekün engellemezler. Karlı satmanızı, %100 oranda engellerler.

Olayı birde tersine çevirelim. Satışçılarımız, kötü olsun. Diğer departmandakiler çok verimli ve düzgün çalışsın. Yukarıdaki sonuçla aynı olacağı kesindir. Yine satılır. Bu sefer daha doğru yerlere gidilmediği için, ürün doğru anlatılmadığı veya doğru yerlere anlatılmadığı için istenilen oranda veya karlılıkta satılamaz. Benim takıntılı olan tüccar üreticim, üretirken kendini %100 düşünme, çünkü mutlaka sen veya yakının bir gün düşünülecek hale gelebilirsin. Sende kendini geliştir. Daha farklı ve değerli ürünler üretmek için işin kuralına uymaya çalış. Tüm departmanlarındaki elemanlarının eğitimlerini, maaşlarını, ve sosyal haklarını düzgün ver. Doğru elemanlarla çalış. Doğru makinalar ve araçlar kullan. Hem ülkene katkın olsun; Hem de kendine… bu şekilde sadece portföyü olan satışçıya mahkum olmaktan da kurtulursun. Hafta bitmek üzere diyenler. Hafta yeni başlıyor…


11 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page