top of page

Siyaset


Herkese tekrar merhaba, bu hafta konumuz siyaset. Yazılarımda sürekli yazdığım; siyasete girmeyeceğim. Siyaset konuşmayacağım cümlelerinden, sonunda dedim ki, arkadaş ne kadar küs duruyoruz. Bu kadar mı bizi huzursuz ediyor. Bu siyaset. Dedim ki araştırayım ve yazayım. Varsa bir hesaplaşmam ; yüzleşeyim. Eğer mümkünse barışalım bu siyaset kelimesiyle. İlk başlarda sadece devlet işlerine talip olmak için izlenen bir strateji gibi algılamıştım. Son zamanlar da, ise hayatımın her alanında uygulamam gereken bir tavır olarak anlatılmaya başlandı. Gerçekten bunu hayatımda uygulamak gerekli miydi? Hem bu soruların cevabını da bulmuş olacaktım.

Sürekli takipçiler bilir. İlk olarak kelimemizin anlamına bakıyoruz. Anlamı : Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış… Bu tanım, aslında benimde en başta çocukluktan beri anladığım kavram ile aynı… Biz, Türkiye sınırları içinde yaşadığımız için; Türk Devletinden bahsedeceğiz. Devletin görevlerini de Anayasamızda belirtilmiştir. Madde 5 : Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk Devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır. Bu görevi yapacaklar da Türk Milletidir. Türk milleti : Uluslarlarası anlaşmalarla da belirlenen sınırlar içinde yaşayan ve aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğudur. Demek ki tüm tanımlar kendi kendimizi yönettiğimizi; hatta kendi kendimizi yönetmek için siyaset yapmamız gerektiğini gösteriyor.

Bundan güzel bir amaç olabilir mi? Bu amaçtan farklı amacı olan kişilerin, iyi niyetinden bahsetmemiz zor olur. Bu amacı farklı olan kişileri, bizler hep beraber iyi tespit etmemiz gerekir. Önlem alıcı ve engelleyici ortak davranışlar geliştirmemiz gerekir. Çok fazla detaya girmeden; Konumuza geri dönmekte fayda var. Ortak amacımız olan devletin en iyi idare edilmesi için siyaset yapacaksak; bunun neresi kötü olabilir? Neden bu kadar kavga var? Acaba herkesin başka bir bildiği mi var? Acaba menfaatlerimiz mi ortak değil? Bu soruların cevaplarına hep olumlu bakarak çözmek çok güzel olur. Hep de olumlu bakmak istiyorum. Bu yüzden bütün bu sorulara şöyle cevap veriyorum. Aslında, herkesin amacı ortak. Sadece, yöntemler farklı olduğu için; kavgamız, herkesin kendi yöntemiyle bunu yapmak istemesinden kaynaklanıyor.

Bu noktada köşeye sıkışıp kaldık. Kimin yöntemiyle yönetim olacak? Bütün kavgamız, bu sorundan kaynaklanıyor. Aslında sadece devlet yönetiminde değil; Tüm iletişimde bulunduğumuz alanda aynı kavga var. ( İşyerlerinde, Dernek veya Kulüplerde) Bir yandan başarıyı getirse de dozunu ayarlayamayınca huzursuzluğa neden olmaktadır. Bakış açılarımızı değiştirmemiz gerekli. Çözümsüz bir durum değildir.

İlk kural hep iyi niyetle bakmak.

Şuan baktığımız gibi. Herkesin iyi niyetle, hepimizin iyiliği için, kendi yöntemlerinin doğru olduğunu düşünerek, uygulamalar yaptığını idrak etmek zorundayız. Bu cümleye karşı çıkanlar olacaktır. Yaklaşımımın toz pembe olduğunu ve gerçek dışı bir düşünce yapısı olduğunu söyleyenler olacaktır. Üzgünüm ama çok gerçekçi bir bakış açısıyla bakıyorum. Çünkü zaten benim baktığım pencereden bakamazsak; Karşımızdakinin doğru yaptığına doğru; yanlış yaptığına yanlış diyemezsek; inandırıcılığımız ortadan kalkar. Yanlış yaptığını karşımızdakinin kişisel alanlarına girmeden, sadece olaya somut verilerle yaklaşarak ikna yoluna gitmemiz gerekir. Her yolu denediniz, güzellikle anlattınız, somut veriler koydunuz ama olmadı. Karşı taraf yanlış yolda olduğunuzu anlamadı. Kendisi anlamasa bile anlatış biçiminiz eğer gerçekten doğru olduysa, bulunduğunuz toplum veya topluluk sizinle aynı düşünmeye başlar. Eğer bulunduğunuz toplum da anlamamış ise aşağıdaki durumlardan biri var demektir.

  • Doğru anlatım tarzını, gerçekleştirememişsiniz.

  • Yanlış düşüncede olan sizsiniz.

  • Yanlış toplum veya toplulukta bulunuyorsunuz.

Bu üç durumu araştırmanızı öneririm. Başka bir seçenek yok. Bu seçeneklerin sonuçlarına göre hareket etmeniz gerekir. Aksi takdirde huzursuzluk mutlaka çıkacaktır. Tıpkı şuan bizim siyaset dediğimizde algıladığımız o kötü düşünce gibi. Yazdıklarımı sadece ben mi biliyorum. Bu ülkede o kadar Psikologlar, Sosyologlar ve diğer kendini her alanda yetiştirmiş çok değerli insanlar yok mu? Onlar bilmiyor mu? Ya da bu ülkeyi yönetmeye talip olan bunca insan ve siyasi partiler bilmiyor mu? Elbette biliyor. Ancak Bazı nedenlerden dolayı bunu uygulamıyorlar veya uygulayamıyorlar.

Çözüm nedir? Çözüm bir düğmeye basıp herkesin beynine yukarıdakileri sokmak değildir. Bunun tek bir çözümü vardır. Çocuklarımız… Biz, çocuklarımıza okulda ve evde, iyi niyetle bakmak ve davranış yönetimini öğretmemiz gerekiyor. Bunu da bir ders gibi göstermenin yanında davranışlarımızı değiştirerek yapmamız gerekir. Cami hocası ve cemaat gibi yapmayalım. Hoca vaaz verir. Kendi bildiğini okur. Cemaati dediğini değil; yaptığını örnek alır. Bu nedenle ilk başta bizler kendimizi düzeltmeye başlayacağız. Yaşamımızda, her alanda iyi niyetle bakacağız, Karşımızdakinin yanlışlarını doğru üslupla ve somut şekilde bildireceğiz. Doğru yaptıklarına doğru demeyi öğreneceğiz. Eğer, tüm bunlar sonucunda çevredekilerin davranışları, sizinkiyle aynı değilse; Yukarıdaki 3 maddeyi sorgulamanızda fayda var. Aslında bizim siyaset dediğimiz görüldüğü gibi hayatın her alanında uygulanan ilişkiler bütününden ibarettir. Kişisel haklı olma merakından kaynaklı tartışmalar ve tanımın sadece devleti yönetmek üzere kurulmasından kaynaklı olarak; bizleri bu kelimeden ürkütmüş ve konuşamaz hale gelmişiz. Haklı olma merakı daha derin bir konu olduğundan, ilerleyen haftalarda bu konuyu ele alacağım. Bu yazıdan sonra sizlerden ricam. Yukarıda yazdığım metodu uygulayın. Size hayatınıza zerre huzur katacağına garanti veriyorum.

Bilgehan Bilgin

posta@bilgehanbilgin.com


24 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page