top of page
Yazarın fotoğrafıBilgehan Bilgin

FIRSATLARI YAKALA?

Güncelleme tarihi: 23 Nis 2019


Ülkemde gündem o kadar yoğun ki iş yapamaz hale geldik. Ülkemize has bir özellik mi bilmiyorum. Yoksa kişisel olarak ben mi bu kadar içindeyim. Anlamış değilim. Gerçi içinde olmak, ilgili olmak ne kadar doğru, ne kadar yanlış tartışmak gerekir. Benim gibi gözlem yapan, meraklı, çenesi düşük birinin uzak kalması sanırım zor. Sanırım bu özelliklerim sayesinde sık sık görüştüğüm arkadaşlarımla sohbetlerde bol bol yazı malzemeleri çıkıyor. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Yine sohbetlerinden hoşlandığım bir arkadaşım ofisime geldiğinde anlattığı bir anı ile şenlendi Pazartesi Yazılarım.

Arkadaşımın anlattığı hikayede isimler, rakamlar ve mekanlar gerçeği yansıtmamakla birlikte hikaye gerçektir. Burak ile Ahmet arkadaşlardır. Ahmet Bursa' da yaşarken Burak ise İzmir'de yaşamaktadır. Ahmet bir gün Burak'ı arar. Der ki "Özlüce'de bir kebapçı var. Onu 200 Bin TL ye devrediyorlar. 100 sen ver 100 de ben vereyim. O mekanı biz alalım." Burak düşünmeden kabul eder. İşletmeye başlarlar. Aradan aylar geçer açılmış olan işletmeye Mesut uğrar. O gün de mekanda Burak vardır. Mesut ile Burak aralarında konuşurken Mesut Burak'a der ki " ne iyi yaptınız. Bu mekanı açtınız. Bende burası devrederken bir kez aramıştım. Bana burayı 100 Bin TL ye devrediyorlardı. Siz kaça aldınız? " işte o an Burak'ta şimşekler çakar. Konuyu araştırmaya başlar. Sonunda gerçekler ortaya çıkar. Ahmet işletmeyi 100 Bin TL devralmış. Burak'a 200 Bin TL demiştir. Sonuçta araları bozulmuş ve ortaklık bitmiş.

Arkadaşım, bu hikayede Ahmet'in üç kağıtçı olduğunu savunmaktadır. Ben karşı çıktım. Çünkü olaya duygusal bakarsak. Etik değil. Üç kağıtçılık olarak görülüyor. Ancak teknik açıdan Ahmet üç kağıtçı değildi. İyi bir satışçı, iyi bir tüccar dı.

  • 100 bin TL'ye alınabilecek bilgisini Ahmet aldı

  • 200 bin TL'ye satılabilecek potansiyeli Ahmet biliyordu.

  • Bunun için Emek harcayıp organizasyonu yaptı.

  • Olay bilinmeden önce herkes hayatından memnundu

Ama kesinlikle bir iyi bir ortak değildi. Neden?

  • Ortaklık kar' ın da zarar'ın da eşit oranda paylaşılmasıdır ( Aksi belirtilmedikçe)

  • Birinin daha fazla bilgi bilmesi fazla kazanmasını gerektirmez ( Aksi belirtilmedikçe)

Aslında olay ne tüccarlık, ne üç kağıtçılık. Asıl olay : Bilinmeyene razı olmaktadır. Bilmek için de çaba harcamamaktır. Bunu söyleyince "ben ona çok güvenmiştim" gibi bahaneler uydurulmaktadır. Evet, insanların birbirine güvenmesi son derece güzel bir durum. Unutmamak gerekir ki güvenmek kendi işini takip etmene bir engel değildir. Yukarıdaki olay da kendi işini takip etseydi sizce Ahmet aynı kazancı elde edebilir miydi? Filmi başa saralım ve durumu bilmeseydi nasıl olurdu onu görelim. Bizim arkadaşımız Mesut o gün Burak ile görüşmeseydi durum ortaya çıkmayacaktı. O zaman biz de Mesut'u Burakların mekana götürmeyelim. Mesut'un dediğine göre herkes çok mutluydu. Aldıkları mekanda güzel işliyordu. Ben burada yazarken bazı itirazların geldiğini duyar gibiyim. "Ahmet'in hiç mi suçu yok" Mutlaka Ahmetin yerinde bencil olmayan gerçekten ortaklık duygularıyla hareket eden bir kişi olsaydı bu şekilde davranmazdı. Davranmaması gerekirdi. Ancak, bu duruma biz tam anlamıyla sahtekarlık diyemeyiz. Çevremizde çok düzgün olarak tanıdığımız ortaklık yapmayan birçok tüccar bu şekilde iş yapıyor. Ahmet de Burak'a duygusal olarak bakmamış. Kısaca demiş ki "ben fırsatları kovalayarak, bir kaç argümanı bir araya getirerek bir iş yeri sahibi nasıl olabilirim?" bunu da başarmış. Peki bu kadar teknik analiz yapıyoruz da böyle biriyle ortak olunur mu? Bu soruya şöyle cevap vermek daha doğru sanırım. Ahmet kadar bencil olmayan ancak Ahmet kadar fırsatları kollayabilen biri ile ortak olmak başarı getirir. Tüm bunlara rağmen Ahmet'in bu dezavantajlarını ortadan kaldıracak bir tek çözüm vardır. "İŞİNİ TAKİP ETMEK"

Bizler günlük hayatta bile birine iş veriyorsak, birinden iş alıyorsak, o işi iyi yapmak adına mutlaka takibini/kontrolünü yapmamız gerekir. Bunun güvensizlikle bir ilgisi yok. Temel nedeni kendinize saygınız dır. Burak burada kendisine kızıyor. O da biliyor ki işini takip etseydi bu mekanı daha uyguna kuracaktı. Ahmet'in bu özelliği ona avantaj sağlayacaktı. Hepinize mutlu, huzurlu, sağlıklı günler diliyorum. Her gün yeni umutlarla uyanın...


39 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page